MEKSİKA’YA GİTMEDEN ÖNCE İZLEMENİZ GEREKEN 8 FİLM

Aytek Soner Alpan /24.09.2021

Bizim Ada ile

Meksika

büyülü topraklar

2299 EUR ‘ dan başlayan fiyatlarla 

Los Olvidados

Meksiko’nun en yoksul mahallelerinden birinde yaşayan bir grup çocuk, doğdukları gün suçla tanışmaktadır. Her biri yaşamak için çalmak ya da çeşitli irili ufaklı suçlara yönelmek zorundadır. Ailelerinin durumları ise çocuklarından farklı değildir. Bu gençlerden biri olan El Jaibo, ıslahhaneden kaçar ve bir çete kurarak dışarıdaki hayata kaldığı yerden devam eder. Jaibo suça başvurmaya devam ederken çevresindekilerin hayatını da onarılması mümkün olmayan hasarlar verecektir.

Ünlü İspanyol yönetmen Luis Buñuel’in ülkesinden ayrı kalmak zorunda olduğu dönemlerde yaşadığı Meksika’da çektiği ‘Unutulmuşlar’ dönemin sosyal yapısı ve ekonomisinin insanlar üzerindeki etkisini oldukça çarpıcı bir şekilde ele alıyor.

Amores Perros

Paramparça Aşklar Köpekler, sinemanın son yıllarda sıkça işlediği çıkış noktalarından bir ‘kesişen hayatlar’ hikayesini ele alıyor. Film Meksika’nın çeşitli sosyal statülerine sahip birbirine tamamen yabancı üç insanın kesişen öykülerini işliyor. Meksiko’nun arka sokaklarında dönen yasadışı olaylardan biri olan köpek dövüşü ve büyük bir trafik kazası hikayenin tüm karakterlerini ilginç bir şekilde bir araya getiriyor.

Meksika sinemasının dünyaca ünlü yönetmeni Alejandro González Iñárritu’nun yönetmenliğini yaptığı ve çıktığı dönem büyük ses getiren bu yapım, yönetmenin kesişen hayatları konu aldığı ’21 Gram’, ‘Babil’ ve ‘Biutiful’ filmlerinin habercisi niteliğinde.

Roma

Cleo, Meksiko’nun orta sınıf ailelerinin yaşadığı bir Roma mahallesinde bulunan bir evde hizmetçi olarak çalışan genç bir kadındır. Bir yandan ev işleri ile uğraşan Cleo, bir yandan da evdeki dört çocukla ilgilenir. Cleo, gönlünü Fermin adındaki bir adama kaptırmıştır. Fakat bu ilişki pek de Cleo’nun düşlediği gibi sonuçlanmaz. Bu sırada evin dört çocuk annesi olan hanımı Sofia, kocasının yokluğu ile başa çıkmaya çalışır. Birbirinden farklı hayatlara sahip olsalar da benzer travmalar yaşayan Cleo ve Sofia, siyasi kargaşanın hüküm sürdüğü bir ortamda birbirlerinin en büyük destekçisi olur.

Filmin yönetmenliğini ve senaristliğini “Büyük Umutlar”, “Harry Potter ve Azkaban Tutsağı”, “Y Tu Mama Tambien”, “Son Umut” ve “Yerçekimi” gibi başarılı filmler ile karşımıza çıkan iki Oscar ödüllü Alfonso Cuarón üstleniyor.

Tempestad

Meksika’da devlet yetkilileri ile suç şebekelerinin iç içe geçmesi nedeniyle ortaya çıkan siyasi kriz ve bu siyasi krizle en fazla ilintili suçlardan biri olan insan kaçakçılığının acı sonuçlarına maruz kalan iki kadının Miriam ve Adela’nın hikâyelerini anlatan belgesel türde bir film olan Tempestad, Meksika adına 90. Akademi Ödülleri’nde Yabancı Dilde En İyi Film Ödülü aday adayı olarak seçilmiştir. 

El Salvador’daki iç savaş üzerine olan El lugar más pequeño ile tanıdığımız Tatiana Huezo’nun yönetmenliğini yaptığı Tempestad, neden geniş çaplı bir sistemik değişikliğe ihtiyaç duyduğumuzun kanıtı niteliğinde.

Y Tu Mamá También

 “Y Tu Mamá También” nitelikli ve ayrıksı bir yol sineması örneği… Bir çok festivalden ödül ile dönen “Y Tu Mamá También” Meksikalı 17 yaşlarında iki arkadaş; Julio ve Tenoch’ın öyküsünü beyazperdeye yansıtıyor. Bu iki kafadar, hayali bir kumsala doğru bir yolculuk planlarlar. Julio ve Tenoch’un kendilerinden yaşca büyük olan arkadaşları Luisa da onlara eşlik edecektir. Meksika yapımı bu yapım, gençlerin çıktıkları yolculuktaki deneyimlerine odaklanan ve yaşadıkları dünya ile birlikte kendilerini ve birbirlerini keşfetmelerini anlatan, fonuna da günümüz Meksikası’nı alan son derece önemli bir film.

Frida

Frida, Meksikalı sürrealist ressam Frida Kahlo’nun sanat ve yaşam hikâyesini konu alan 2002 yılında çevrilmiş biyografik dramadır. Meksika’nın en ünlü ressamları olarak tanınan Frida Kahlo ve eşi Diego Rivera’nın çok katmanlı yaşamlarını başarılı şekilde ele alan film 6 dalda Akademi Ödülü’ne aday olmuş ve makyaj ve özgün müzik dalında 2 Oscar kazanmıştır.

Museo

Müze, 1985 yılında Mexico City’deki Antropoloji Müzesi’nde yaşanan soygunu konu ediyor. 30’lu yaşlarında olan Juan ve Benjamin, hala okul hayatından kurtulamamıştır. Yıllardır devam ettikleri veterinerlik okulunu bitiremeyen ikili ailelerine bağımlı bir şekilde yaşamaya devam eder. Fakat bir Noel akşamı artık hayatta tek başlarına bir şeyler yapmaya karar verirler. İkilinin aklında ise Meksika’nın ünlü antropoloji müzesini yağmalama fikri vardır. Juan ve Wilson, buradaki değerli tarihi eserleri ve özellikle de Kral Pakal’ın cenaze maskesini çalmayı amaçlar. Aileleri Noel’i kutladığı sırada onlar tecrübeli suçlular gibi işlerinin başına geçer. Planları kusursuz olarak işler ve çantalarının değerli eşyalarla doldurarak kaçmayı başarırlar. Fakat her şey durulduğunda giriştikleri işin asıl öneminin ne olduğunu anlarlar. Gerçek olaylardan esinle yola çıkan ve tamamına yakını olayların yaşandığı gerçek mekanlarda çekilen Müze’nin yönetmen koltuğunda Alonso Ruizpalacio oturuyor.

El Infierno

Benjamin Garcia -El Benny- ABD’den sınırdışı edilir ve uyuşturucu kartellerinin yarattığı şiddet ortamında zor günler geçiren Meksika’ya döner. El Benny de narko-ticaret işine girer ve burada hızla yükselir. Hayatında ilk kez, başarı, para, kadınlar ve eğlence ile bu denli iç içe olan ve şiddeti bu kadar rahat kullanan El Benny’nin suç dünyasında verilen sözlerin tutulmadığını öğrenmesi için çok zaman geçmeyecektir. Bu muhteşem kara komedi hemen herkesin sorduğu bir soruyu yanıtlamaya yardımcı olacak nitelikte: Meksika’da neler oluyor?

Kaynak: Beyazperde, IMDB, Wikipedia, kendi gözlemlerimiz 🙂