Zapata Yarımadası’nda yapılacak en iyi 5 aktivite

N. Göksun Özhan / 22.09.2021

Yeşil bir timsahı andıran Küba haritasını alıcı gözle incelerseniz, güneyde ayakkabı biçiminde bir çıkıntı dikkatinizi çekecektir. Kimi kaynaklara göre Zapata Yarımadası’nın ismi, kuşbakışı görünen bu şekliyle alakalı ve İspanyolca zapatos (ayakkabı) kelimesinden türetilmiş. Kimilerine göreyse geçmişte bu bölge Zapata soyadlı zengin bir adamın mülkiyetinde olduğundan, yarımada bu ismi almış. Zapata Yarımadası, Küba rotalarının vazgeçilmez iki durağı olan Havana ile Trinidad arasında yer alıyor. Genellikle yol üzerinde günübirlik ziyaret edilen Zapata Yarımadası’nda neler yapılabilir gelin madde madde sıralayalım.

Bizim Ada ile

benzersiz Küba

Küba timsahının doğal yaşam alanı

Zapata Yarımadası, Karayiplerin en önemli sulak alanı. Sulak alanlar yahut bataklıklar, kara ile deniz arasındaki geçiş ekosistemleridir ve tropik kuşakta mangrov denilen yarısı suyun altında yarısı suyun üstünde olduğu için “çift yaşamlı” denilen bitkilerle kaplıdırlar. Bu bitki örtüsü amfibiler, kuşlar ve timsahlar gibi sayısız canlı türüne evsahipliği yapar. Zapata Bataklığı’nda görülebilecek endemik canlıların en ünlüsü, Küba timsahı (Crocodylus rhombifer). Endişelenmeyin; timsahlarla kazara karşılaşma tehlikesi söz konusu değil. Geçmişte eti ve derisi için fazlasıyla avlanarak nesli tükenme tehlikesiyle karşı karşıya kalan Küba timsahları, günümüzde bir çiftlikte çoğaltılıyor ve Zapata Milli Parkı içindeki doğal habitatlarına bırakılıyor. Burada bebek timsahlarla hatıra fotoğrafı çektirebilir ve erişkin timsahlara tel örgünün ardından el sallayabilirsiniz.

Kuş gözlemciliği

Zapata Milli Parkı’nın en ünlü sakinlerinden biri de yine Küba’ya özgü olan ve dünyanın en küçük kuşu olan zunzuncito (Mellisuga helenae). Bir tür arı kuşu olan zunzuncito, ismini uçarken çıkardığı arı vızıltısına benzeyen sesten alıyor. Zira bu kuş kanatlarını saniyede 80 defa çırpıyor; hele çiftleşme sırasında bu sayının 200’e ulaştığı tespit edilmiş. Başlıca gıdası çiçek özsuları olan zunzuncito, günde 1500 çiçeği gezebiliyor. Sadece 5 cm boyunda olan bu kuşun ağırlığı 2 gram! Adada yaşayan 402 kuş türünden 25’i, zunzuncito gibi endemik. Dolayısıyla Zapata’da yapılabilecek en güzel aktivitelerden biri de kuş gözlemi. Tabii bunun için programınızı ve konaklamanızı önceden ayarlamanız gerek.

Domuzlar Körfezi’nde şnorkel ve dalış

Yarımada’nın doğu kıyısı boyunca uzanan Domuzlar Körfezi, Karayip Denizi’nin sualtı dünyasını keşfetmek isteyenler için güzel bir seçenek teşkil ediyor. Yol üzerindeki tesisten şnorkel kiralamak mümkün. Sualtını merak etmeseniz dahi bu tertemiz ve bakir doğayla bütünleşmek için kendinizi birkaç dakikalığını bu berrak sulara bırakmak isteyebileceğinizi düşünüyoruz.

Tuzlu su obruğunda yüzme keyfi

Aynı bölgede yer alan Cueva de los Peces (Balıklı Mağara) ise, denize yok yakın olduğu için tuzlu su ile dolmuş olan doğal bir obruk. Berrak suları ile keyifli bir yüzme deneyimi sağlayan bu doğal havuzun hemen kıyısında aynı adlı bir kır restoranı bulunuyor.

Domuzlar Körfezi Müzesi

Yarımadanın en önemli ziyaret noktasını sona sakladık: Domuzlar Körfezi Müzesi. 1959’un Ocak ayında zaferini ilan eden Küba Devrimi, ABD’nin bölgedeki ekonomik ve siyasi çıkarlarını tehdit eden bir gelişmeydi. Devrimin ilk iki yılına damga vuran toprak reformu, yabancı şirketlerin kamulaştırılması gibi adımların ardından 16 Nisan 1961 günü Fidel Castro başkent Havana’da devrimin sosyalist niteliğini dünyaya ilan etmişti. ABD yönetimi, devrimi istikrarsızlaştırmak için silahlı bir operasyon planladı. 17 Nisan 1961 sabahı CIA’in silahlandırıp askeri eğitimden geçirdiği Kübalı karşıdevrimciler, Zapata Yarımadası’nın doğusunda bulunan Domuzlar Körfezi’ne havadan ve denizden çıkartma yaptılar.

Fidel’in bizzat komuta ettiği Kübalı milisler saldırıyı 66 saat içinde Girón Sahili adlı yerde püskürttü. Che’nin deyimiyle Giron Sahili (Domuzlar Körfezi), “Latin Amerika’da ABD emperyalizminin ilk defa mağlup edildiği yer” oldu. Küba’da Girón Zaferi diye anılan bu olayın tüm ayrıntıları, küçük ama etkileyici bir müzede anlatılıyor. Küba halkının emperyalist zorbalığa direnişi, devrimin kırsal kesimdeki yaşam standardını nasıl yükselttiği ve Okuryazarlık Seferberliği hakkındaki nesneler, tüyleri diken diken eden bu müzenin çarpıcı unsurları arasında.